Üye ol
Şifremi unuttum | Onay kodum gelmedi
Yardım

PERİFERİK YAYMANIN TANIMI VE KULLANIM YERLERİ
mahonick
Üye
mahonick

Puan: 1768.5

mahonick şu anda çevrimdışı
Gönderilme Tarihi: 25 Aralık 2011 21:11:57




PERİFERİK YAYMANIN TANIMI VE KULLANIM YERLERİ
Periferik yayma bir çok kan hastalığının tanısında yararlı bilgiler veren bir temel laboratuvar yöntemidir. Değişik hastalıkların seyri sırasında oluşabilecek morfolojik bozuklukların farkedilerek tanınmalarınıo kolaylaştırmak amacıyla yapılır. Periferik yayma temel olarak kan hastalıklarının tanısında kullanılmakla beraber enfeksiyon ve enfestasyonlu hastalıkların tanısında da kullanılan bir yöntemdir. Tanı dışında hastanın tedaviye verdiği cevabuın iz<lenmesiinde lösemilerde nükslerin gösterilmesinde de gösterilir. Esas itibaryle kalitatif bulgular periferik yaymanın in celeme konusudur.

PERİFERİK YAYMA HAZIRLAMA

1. Önemli Not:Daima toz ve kir içermeyen lamlar kullanılmalıdır. Yağlı lamlarda preparatın kalınlığında üniformite sağlanamaz, kaliteli boyama yapılamaz.

2. Lam üzerine lamın uç kısmına akın olarak antikoagülanlı/antikoagülansız bir damla kan damlatın. İkinci bir lamı birinci lamla 30° to 35° açı oluşturacak şekilde ikinci lamın kısa kenarını kan damlasının ortasına gelecek şekilde yerleştirin. Açuı yukarıda belirtilenden daha fazla olursa yaymanın kalınlığı artacaktır. Bu istenmeyen bir durumdur. Aynı şekilde açı 30 dereceden azsa yayma kalınlığı azalacaktır. Kalın yaymalarda lökositlerin incelemesi sağlıklı yapılamaz. İnce yaymalarda ise eritrosit morfolojisi sağlıklı değerlendirilemez.

3. Hızlı, düzgün ve tek bir hareketle üstteki lamı yaymanın uzunluğu 2-3 cm olacak tarzda ileriye doğru sürükleyin. Titreşimli bir yayma lökositlerin düzgün dağılımını engelleyerek ayırıcı sayımda hatalı sonuçlara neden olabilir.
4. Eritrositlerde şekil bozukluğu oluşturmamak için yaymanın hemen kurutulması uygun olacaktır. Eğer kuruma tamamlanmadan boyama yapılacak olursa mikroskopik inceleme sırasında eritrositler üzerindeki su damlacıkları yanlışlıkla hipokromi izlenimi verecektir. Aynı zamanda eritrosit içi paraziti eğer varsa görülemeyecektir.

İyi kurutulmamış bir yaymada su partikülleri

5. Preparatların kurumasını takiben hemen boyanması önerilir. Boyama amacıyla yaygın olarak
May Grünwald Giemsa kullanılır. Boyama için yapılacak işlem aşağıdaki gibidir:
Kurutulmuş olan yayma tam horizontal pozisyonda bulunacak şekilde boya kabı üzerine yerleştirilmiş ızgaralar üzerine yerleştirilir. Lamın üzeri tamamen kaplanacak şekilde May Grünwald boyası dökülür. Ve üç dakika beklenir. Bu sürenin sonunda yayma bir ucundan yukarı doğru kaldırılarak üzerindeki boya artığı akıtılır. Daha sonra yayma üzerinde bulaşık olarak kalan boya artığı distile su yardımı ile uzaklaştırılır. Yayma tekrar horizontal pozisyona getirilerek üzerine lamı tamamen kaplayacak şekilde distile su amlatılır. Birinci aşama boyama tamamlanmıştır. Bundan sonra Giemsa boyası damlatıcı yardımı ile alınarak distile su üzerine 2-3 damla olarak damlatılır. Ve bir baget yardımı ile distile suyun içinde diffüz olarak yayılması sağlanır. Giemsa boyası prepart üzerinde sekiz dakika tutulur. Sekizinci dakikanın sonunda preparat üzerindeki boya fazlalığı akıtılarak ve bulaşık olarak kalan boya kısmı çeşme suyu iile yıkanarak tamamen uzaklaştırılır.
Preparat bundan sonra incemeye hazırlık olmak üzere dik pozisyonda bir yere dayalı olarak
bırakılır.Kurumayı hızlandırmak amacıyla bir klima karşısına konabilir.

6. Boyamanın aşırı olması durumunda boya partikülleri lam üzerinde kalarak yanlışlıkla trombosit
izlenimi verebilir.


Boya artıkları trombosit izlenimi veriyor

7. EDTA lı tüpe alınan kandan yayma yapılacaksa hemen yapılmalıdır. Uzun süre bekleme durumunda aşağıdaki mahzurlar söz konusu olabilir:
a. Düşük ısıda daha çok olmak üzere trombosit agregregasyonu oluşur.
b. Fagositer hücrelerde toksik granül izlenimi veren vakuolizasyon gözlenir.
c. Polimorflarda yonca yaprağı görünümünde lob anomalisi görülür.


Periferik Yaymanın Kalitesini Değerlendirme

1. Çok ince, kan damlası küçük
2. Uygun
3. Çok kısa, kan damlası küçük
4. Çok kalın ve kan damlası büyük
1) 4x büyütme ile inceleme:
Tüm yayma 4x büyütme ile taranmalıdır. İyi bir boyama durumunda yayma üzerinde üç bölge görünür: baş, gövde ve kuyruk. Preparatın kuyruk bölümünde eritrositler tek tek dizilmişlerdir. Fagositer elemanlar bu bölgede daha yoğun olarak bulunur. Gövde bölümünde lenfositler daha yoğundur ve eritrositler bir biri üzerine yerleşmiştir. Eğer tarama sırasında lökositler üniform bir dağılım göstermiyor ve büyük lökositler kuyruk bölümünde bulunuyorsa lökosit formülü yanlış sonuç verecektir. Bu tarama ile aşağıdaki veriler elde edilebilir:
(1) Yaymanın kalitesi Çok kalın ve ince yayılmış preparatlar tanınabilir. Boşluklar içeren preparatlarda lamın üzerinde yağ bulunduğu anlaşılabilir.
(4) Trombosit kümeleri: EDTA içinde trombositlerin yığınlar oluşturmasına bağlıdır ve trombosit sayıosı konusunda yanıltıcıdır.
(5) Epitel hücreleri: Girilen damara ait hücreler yayılmış olabilir. Yığınlar oluşturdukları için malign hücre zannedilebilir..
(6) Otoaglütinasyon: otoimmün hemolitik anemilerde görülür. İleri düzeyde rulo formasyonu otoaglütinasyonla karıştırılabilir. Rulo formasyonunda eritrositler kolonlar halinde dizilirken otoaglütinasyonda yığınlar tarzındadır. Kana serum fizyolojik eklenmesi durumunda rulo formasyonu bozulurken otoaglütinasyonda her hangi bir değişiklik olmaz.

Rulo formasyonu Otoaglütinasyon

(2) 10x büyütme ile inceleme:
(1) Bir alanda 25-40 arasında lökosit görülmesi total lökosit sayısının normal olduğunu düşündürür.
(2) Malarya paraziti özellikle gametosit evresinde bu büyütme ile yakalanabilir.
(3) Normal büyütmede rastlanılamayacak kadar az sayıda blastik karakterde hücreler bu büyütmede yakalanabilir.

(3) 40x büyütme:
Kuyruk bölgesi civarında eritrositlerin birbiri üzerine binmesinin minimal olduğu bir bölgede 15 ayrı alanda lökositler sayılıp ortalaması alınır. Ortalama saha başına bir lökosit bulunması durumunda lökosit toplam sayısının 2 000 civarında olduğu tahminen söylenebilir.
(4) 100x büyütme ( immersiyon objektifi ) :
Detaylı olarak tüm morfolojik değişikliklerin gözlenebileceği büyütme budur.:
1. Lökositlerin incelenmesi:
(a) Lökosit formülü
Eritrositlerin minimal ölçüde birbiri üzerine binmiş olduğu bir alan saptanır. Bu alanda nötrofil çapı eritrosit çapının 2-3 katı büyüklüğündedir.Morfolojik olarak incelemenin en iyi yapılacağı alan burasıdır.
Normal koşullarda 100 adet lökosit sayılarak sub gruplarına göre yüzde olarak kaydedilir. 200 adet hücre sayılması durumunda sayım sonuçları daha isabetli olur. Otomatik sayım cihazları lökosit formülü yapabilmelerine rağmen özellikle displastik değişikliklerin olduğu durumlarda morfolojik özellikler konusunda her hangi bir veri sağlamazlar. Ayrıca manuel sayım sonuçları daha güvenilirdir.
Lökosit formülü yapmak için iki yöntem vardır:

(I) Lineer yöntem : Kuyruktan başlanarak gövdeye doğru saha taranır. Raslanan lökosit alt grubu kaydedilir. Bu yöntemde daha doğru sonuç alınabilir ve yüksek lökosit sayısı bulunan hastalarda daha kolay uygulanır. Kuyruk bölgesinden uzaklaştıkça lökositlerin morfolojileri bozulmaya başlar. Bu durum yöntemin dezavantajıdır. .

Lineer yöntem
(II) Zigzag yöntemi: Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi öne arkaya zig zaglar çizerek sayım yapılır. Lökosit sayısının düşük olduğu durumlarda daha uygundur. Sakıncalı yönü, taranan bölgenin kuyruğa yakın olması durumunda büyük çaplı hücreler ( monosit ve parçalılar) bu bölgede toplanacağı için sayım hataları oluşabilir. Gövde bölgesinde tarama yapıldığı takdirde ise küçük çaplı hücreler (lenfosit) bu alanlarda daha çok olduğu için sayım hatası oluşabilir

Zigzag method.
(b)Lökosit morfolojisi: Lökosit formülü yapılırken aynı zaanda morfolojik anomalilere de dikkat edilmelidir.
Lökosit formülünde tanınması gereken hücreler

Nötrofil Band formu

Eosinofil Bazofil





Monosit Lenfosit
Lökosit incelemesinde sayısal değişiklikler
Normal lökosit sayısı 4 000- 10 000 arasında değişir. Lökositoz durumunda artışa bir veya daha fazla sayıda hücre alt grubundaki artış neden olur. Lökosit subgruplarından her birinin sayısal olarak artışına mutlak lökositoz adı verilir. Sadece lökosit formülündeki yüzdelik dilimlerinde artış söz konusu ise durum relatif lökositoz olarak adlandırılır.
(1) Nötrofilik lökositoz=nötrofili) :
Mutlak normal değeri 2500-7500/ mm³
Rölatif normal değeri 60-70%
Fizyolojik nötrofili: Yenidoğanda, gebelikte, doğum sırasında, emosyonel bozukluklarda, efor sonrası, ultraviyole ışınına maruz kalma ve menstriyel dönemde.
Patolojik nötrofili:
(a) Enfeksiyon: Piyojenik bakteri (staf, streptokok, pnömokok, gonokok ve meningokok) Non-piyojenik ( akut romatizmal ateş, difteri, kolera )
(b) Metabolik boz. : diabet,üremi,asidoz,gut.
(c) Neoplazmalar : Miyeloproliferatif hastalıklar
(d) Hücre yıkımı : akut hemoliz, infarktüs
(e) Drog ve kimyasallar: kinin, civa, kurşun,CO
(f) Kanama ve travma (cerrahi, yanık vb.)
(g) KollaJen doku hastalıkları : poliarteritis nodoza, romatoid artrit ve dermatomiyozitin akut dönemi
(2) Lenfositoz:
Mutlak normal değer 1500 – 3500/mm³.
Rölatif normal değer 20 - 45%
Fizyolojik Lenfositoz: ilk 4 yaş çocukluk dönemi
Patolojik lenfositoz:
(a) Akut enfeksiyon: Enfeksiyoz mononükleoz, boğmaca,kabakulak, herpes,hepatit, viral pnömoni, kızamık, tokzoplazmoz,kızamık.
(b) Bakteri enfeksiyonları: brusella, tifo, TBC,sifiliz.
(c) Neoplazmalar: KML, NHL, MM
(d) Hormonal : hİpotiroidi, hipoadrenalizm
(e) Diğer: aplastik anemi, megaloblastık anemi, agranülositoz, MDS
(3) Eozinofili:
Mutlak normal değer 50-440/mm³
Rölatif normal değer 1-4%

Patolojik eozinofili:
(a) Allerjik durumlar : astma, saman nezlesi, gıda zehirlenmesi, eritema multiforme, serum hastalığı, anjiyonörotik ödem, yabancı protein, drog, ekzema.
(b) Parazitler: Intestinal veya doku formu .
(c) Droglar: penicillin,streptomicin,klorpromazin.
(d) Myeloproliferatif hast :
(e) Diğer neoplazmalar :MM, Hodgkin, meteastatik tm. hodgkins lymphoma,metastatic
(f) Diğer :
(4) Bazofili :
Mutlak normal değer 0-100/mm³.
Rölatif normal değer : 0-1 %.
Patolojik bazofili: Myeloproliferatif hjastalıklar, kronik hemoliz, demir eksikliği, miksödem, MDS
(5) Monositoz:
Mutlak normal değer 800/mm³
Rölatif normal değer: 1-6 %.
Patolojik monositoz:
(a) Enfeksiyon :
* Bakteri : Brusella, TBC,endokardit, tifo, enfeksiyonların nekahat dönemi.
* Protozoa : malarya, kala-azar, trypanosomia
* Viral : Enfeksiyoz mononükleoz,hepatit, kabakulak.
(b) Neoplazmalar: Monositik lösemi, lenfoma, MM, myeloproliferatif hastalık.
(c) Kollajen doku hast: Romatoid artrit, SLE.
Lökopeni :
Lökosit sayısının 4 000’in altında bulunmasıdır. Genellikle tek bir lökosit subgrubunda azalma görülür. Nötropeni ve lenfopeni en sık nedendir. Bunlardan birisinin azalması durumunda diğerinde rölatif artış meydana gelir. Eozinofil ve bazofillerin sayısı gerçekte çok az olduğu için bu hücre tiplerindeki sayısal azalmaları farketmek ve değerlendirmek güçtür. Lökopeniler etiyoloji ve azalan hücrenin tipine bağlı olarak sınıflanabilirler:
* Etyolojik sınıflama :
(1) Kemik iliğinde yapımı etkileyen nedenlere bağlı
(2) Periferde aşırı yıkım: oto immün antikorlar
Azalan hücre tipine göre:
Nötropeni: Nötrofil sayısının mm 2 500/mm³ ün altına düşmesi
(a) Droglar : antitiroid,, antibiyotik, antikoagülan, antimalaryal, analjezik, antihistaminik
(b) Kronik idyopatik nötropeni :
(c) Enfeksiyon:
* Akut viral : hepatit, kabakulak, mononükleoz, kızamık
* Bakteriyel : tifo, TBC,brusella
* Protozoa : malarya.
(d) Pansitopeniye neden olan aplastik anemi, MDS, megaloblastik anemi, PNH
(e) Nutrisyonel: folat ve vitamin B12 eksikliği
(f) Hipersplenizm
(g) Toksik madde : radyasyon, sitotoksikler,
Lenfopeni :
(a) Lenfatik sistem ve kan hastalıkları: Hodgkin, SLE, AML, KML, PV
(b) Kronik böbrek yetmezliği
(c) Radyasyon
(d) Konjenital : agammaglobulinemi,alenfositoz
(e) Hormon kullanımı: ACTH, kortizon ve epinefrin
Lökomoid Reaksiyon:
Sola kayma ile birlikte lökositlerin yüksek sayılara( 50,000/mm veya daha fazla) ulaştığı durumlarda kan tablosu lösemiyi çağrıştırır. Bazen lökosit sayısı değişmediği halde, bazen de azaldığı halde genç elemanlar dolaşımda görülebilir. Hakim olan hücreye göre lökomoid reaksiyon isim alır (nötrofilik, eozinofilik, lenfositik gibi)
{1} Nötrofilik Lökomoid Reaksiyon- Aşağıdaki durumlarda görülür:
- Kanama ve
- hemolitik kriz
- TBC ve diğer bakteri enfeksiyonları
- Yanık
- Hodgkin Hastalığı
- Eklampsi
- Miyeloid metaplazili myelofibroz
- Kemik iliği metastatik tümörleri
- Vasküler trombüs, enfarktüs
Lökomoid reaksiyonda KML de görülen myeloid piki, eozinofili ve bazofili gibi bulgulara rastlanmaz. LAP skoru KML de düşük bulunduğu halde lökomoid reaksiyonda yüksek bulunur.
{2} Lenfositik Lökomoid Reaksiyon - Aşağıdaki durumlarda görülür:
- Enfeksiyoz lenfositoz
- Boğmaca
- TBC
- Enfeksiyoz Mononükleoz
- Kızamık
2. Eritrositlerin İncelenmesi
15-20 miikroskop alanı taranarak eritrositlerin şekli, çapı ve hemoglobin içerikleri aşağıdaki gibi değerlendirilir:
Anizositoz: Eritrositler arasında çap farklılıklarını ifadesidir ve aşağıdaki gibi değerlendirilir

1 + : Hücrelerin 3-5 % ‘i (bir mikroskop alanında10-15 hücre) normal çaptan büyük veya küçük
2 + : Hücrelerin 5-7 %’i (bir mikroskop alanında 15-20 hücre) normal çaptan büyük veya küçük
3 + : Hücrelerin 7-12 %’i (bir mikroskop alanında 20-35hücre) normal çaptan büyük veya küçük
4 + : Hücrelerin 12-25 %’i (bir mikroskop alanında 35-70 hücre) normal çaptan büyük veya küçük
* Normal bir eritrosit 7 µm çapında olup; küçük lenfosit çekirdeği boyutundadır. Bu açıdan karşılaştırmak için küçük lenfosit çekirdeği ölçü alınmalıdır.
* Mikrosit veya makrosit görülmesi durumunda 2 + anizositoz, her iki durum bir arada görülürse anizositoz 3 + kabul edilir.
* Anizositoz otomatik sayıcılarda RDW değerinin yükselmesi şeklinde ifadesini bulur.

Mikrositoz : Eritrositlerin çapının küçük lenfositten daha küçük olduğu duruma mikrositoz denir ve dereçelendirme aşağıdaki gibi yapılır:
1 + : 5-21% (= her sahada 15-60 küçük eritrosit)
2 + : 21-50% (= her sahada60-150 küçük eritrosit)
3 + : 51-75% (= her sahada 150-225 küçük eritrosit)
4 + : 76-100% (= her sahada 225-300 küçük eritrosit)
Klinik önemi : Hemoglobin sentez bozukluğu
Makrositoz: ( MCV >96 fl) den büyükse makrositoz şeklinde adlandırılır ve aşağıdaki gibi derecelendirilir
1 + : 2-10% (6-30 RBCs/field) of RBCs are macrocytes.
2 + : 11-25% (30-75 RBCs) cells are macrocytes.
3 + : 25-50% (75-150 RBCs) cells are macrocytes.
4 + : >50% (>150 RBCs) cells are macrocytes.
Klinik önemi: Vitamin B12 veya folik asit yetmezliği, retikülosit krizi, karaciğer hastalığı, alkolizm, hipotiroidi, antimetabolit drog kullanımı,, MDS, PNH de görülür.
Hipokromi : Eritrositlerde hemoglobin konsantrasyonunun azlığını gösterir. Normalde eritrositlerin santral solukluğu çapının 1/3’ünden daha azdır. Derecelendirme aşağıdaki gibi yapılır:
1 + : santral soluklukta hafif artış
2 + : Eritrosit çapının yarısına ulaşan soluk alan
3 + : Eritrosit çapının yarısından daha fazla soluk alan.
4 + : Eritrositlerin sadece membranına yakın çok ince hemoglobin içeren alanın bulunması (bu yüzden hücreye anülosit veya hayalet hücre adı verilir.
Klinik önemi : Hemoglobin sentez bozukluğu.


Hipokromi ( grade : 2 + ve 3 + )

Polikromazi: Hafif mavimtırak tonlamalar içeren eritrositlerin bulunması. Bnü hücreler normal eritrositlerden daha büyüktür. Gerçekte bu hücreler retikülositlerden ibarettir. Kemik iliğinin aktivitesindeki artışa işaret eder. Derecelendirme aşağıdaki gibi yapılır:
1 + : Her alanda 1-3 polikromatofil hücre
2 + : Her alanda3-6 polikromatofil hücre
3 + : Her alanda 6-12 polikromatofil hücre
4 + : Her alanda > 12 polikromatofil hücre
Klinik önemi: Hemorajik hastalarda, hemolitik anemide, tedavi altında anemilerde kemik iliği cevabının bulunması

Polikromazi
Poikilositoz: Eritrositlerde şekil değişikliklerini ifade eden bir terimdir. Aşağıdaki şekilde derecelendirme yapılır:
1 + : 2-5 adet hücrede poikilositoz
2 + : 6-10 adet hücrede poikilositoz
3 + : 11-20 adet hücrede poikilositoz
4 + : 21 ve üzeri hücrede poikilositoz
POİKİLOSİTLER
BURR CELL ( EKİNOSİT): Aynı uzunluk ve çapta keskin kısa çıkıntılar içeren hücrelerin bulunması
Klinik önemi: Böbrek yetmezliğinde, kanayan peptik ülserde, mide kanserinde, pruvat kinaz eksikliğinde ,barbütirat ve salisilat kullanımında ve beklemiş kanla yapılan transfüzyon sonrasında görülür.

Burr cell
AKANTOSİT ( SPUR CELL) : Değişik uzunlukta ve çapta çıkıntılar içeren eritrositler. Membran lipid bozukluğu ile birliktedir.
Klinik önemi: Karaciğer hastalıkları, abetalipoproteinemi, postsplenektomi ve malabsorbsiyonda

Akantosit
ŞİSTOSİT: Eritrositler yarım disk şeklinde veya eritrosit parçacıkları şeklindedir. Klinik önemi: Mikroanjiyopatik hemolitik anemide(TTP,HÜS,DİK, akciğer embolisi, maliğn hipertansiyon, protez kapak, vaskülit ve glometrulonefritte görülür.


şistosit
ORAK HÜCRESİ:Bu hücreler polimerize hemoglobinden dolayı orak şeklini andırdığı için bu adı almıştır.
Klinik önemi: Orak hücre bozukluklarında görülür (SS, S-trait, SD, SC, sickle talassemia)

Orak hücreleri
HEDEF HÜCRESİ (TARGET CELL): Normalden farklı olarak ortasında hemoglobin içerdiği için hedef hücre adını almıştır.
Klinik önemi : Obstrüktik nedenli sarılık, demir eksikliği, LCAT eksikliği, talessemi,. hemoglobinopatiler ( orak h,Hb C hastalığı) splenektomi sonrası

Target hücresi
SİFEROSİT : Küre şeklinde elemanlardır. Normal bir eritrosite ait bi konkav disk şekli kaybolmuştur. Koyu boyanmış santral solukluğu görülmeyen hücrelerdir.
Klinik önemi : Herediter Sferositoz, akiiz hemolitik anemi, yanık, karaciğer hastalıkları, transfüzyon

Sferosit
ELİPTOSİT: Elonge yapılı hücrelerdir.
Klinik önemi : Herediter eliptositoz, demir eksikliği anemisi, talessemi, megaloblastik anemi
.


Eliptositoz

GÖZ YAŞI HÜCRESİ: Gözyaşı, armut veya tenis raketine benzeyen hücrelerdir.
Klinik önemi: Myeloid metaplazili myelofibroz, talessemi, demir eksikliği olgularında bulunur.


Göz yaşı damlası hücresi

STOMATOSİT: Hücrelerin santral solukluğu bir yarık şeklini almıştır. Hücrelerin osmotik fragiliteleri artmıştır..
Klinik önemi : Herediter sferositoz, herediter stomatositoz, cytosis, karaciğer hastalığı, alkolizm, siroz
Olgularında görülür.


Stomatosit
ERİTROSİTLERDE İNKLÜZYON CİSİMCİKLERİ:
(1) Howel Jolly Cisimcikleri : 1-3 µm çapında yuvarlak düzgün kontürlü çekirdekl artıklarıdır. Mor renkli olup çoğu kez eritrosit içinde bir tane bulunur. Hemolitik anemi, megaloblastik anemi, orak hücre hastalığı ve splenektomiden sonra görülür.

Howel-Jolly cisimcikleri

(2) Bazofilik noktalanma: Eritropoez bozukluğuna bağlı olarak genç eritrositlerde görülen bazofilik granüllerdir. Ribozom ve mitokondrilerden oluşurlar. Kurşun zehirlenmesi, MDS, talessemi, ağır pernisiyöz anemi, hemolitik anemi G6PD enzim eksikliklerinde görülür.

Basofilik noktalanma

(7) Çekirdekli eritrositler: Hemolitik anemilerde, kanama sonrasında, kemik iliğini tutan metastatik hastalıklarda görülürler.

Çekirdekli eritrosit (Normoblast)
3. Trombositlerin incelenmesi :
(a) Trombositlerin dağılımı ve sayısal değerlerinin tahmini :
Her alanda dengeli bir dağılım varsa her sahada 10-15 trombosit bolunmalıdır. Alanda bulunan her bir trombosit için yaklaşık 10- 15 000 trombosit olduğu farzedilebilir.
(b) Trombosit aktivasyonunda, miyeloproliferatif hastalıklarda, Bernard -solier sendromunda ve dev trombosit sendromunda büyük çaplı trombositler gözlenebilir. İlk iki durumda trombositler arasında büyüklük farkı bulunurken (trombosit anizositozu) diğerlerinde tüm trombositler büyüktür.

Dev trombositler

ÖZET VE DEĞERLENDİRME
Periferik yayma kan hastalıkları yanısıra infeksiyon, karaciğer başta olmak üzere diğer sistemlerdeki bozuklukların tanısında kullanılan temel bir laboratuvar yöntemidir. Yöntem kişişel değerlendirmeyi esas aldığı için hatalı değerlendirme olasılığı her zaman söz konusudur. Bu açıdan yöntemin sınırlılıklarının, kısıtlılıklarının ve hata kaynaklarının bilinmesi ve preparatın hazırlanması aşamasında titizlik gerektirir.
İnceleme sırasında üç ana hücre grubunun ( lökositler, eritrositler ve trombositler) ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Bunlar başlıca stoplazma ve çekirdekle ilgili anomalilerin tanınması, lökositlerde sub grupların total lökosit sayısına göre oransal olarak değişip değişmedikleri, eritrositler açısından büyüklük, şekil ve hemoglobin içeriklerinin değerlendirilmesi, trombositler açısından da kümeleşme eğilimleri, büyüklükleri gibi özelliklerdir. Hücrelerin içindfe inklüzyon cisimciklerinin bulunup bulunmaması, normalde periferik dolaşımda bulunmaması gereken hücrelerin varlığına dikkat edilmelidir.



10.KAYNAKLAR

1. "Practical Haematology" 7th edition by John V. Dacie & S.M. Lewis.
Churchill Livingstone.
2. "William's Haematology" 5th edition McGraw-Hill, In
3. "Medical Laboratory Technology" 4th edition Dr. R. Sood, Jaypee brothers,INDIA.
4. "Clinical laboratory methods" Philip J. Acknerman









270_periferik-yayma1286864797_doc







Bu içerik henüz onaylanmadı.

1.3.0
Kullanım Şartları - İletişim - Öner
29 Temmuz 2014 Salı 15:41:08